Biz kökleri, tarihin binlerce yıllık derinliklerine uzanan, gücünü köklerindeki kültürel hazinesinden alan güçlü gelecek duygusuyla yakın tarihimizden ilham alarak dünya tarihine yön veren ve vermeye devam eden bir milletiz.
Milletlerin tarih yolculuğunda zaman zaman akamete uğradıkları anlar elbette vakidir. Altı yüzyıl dünya adaletine yön veren Osmanlı İmparatorluğu da yakın tarihimizde değişen ve gelişen dünya konjonktürüne ayak uydurmakta zorlanmıştır. Bu sebepten dolayı Türk Milleti siyasi ve ekonomik anlamda sıkıntılı bir döneme girmiştir. Lakin millî şuur ve vatan sevgisini her daim bütün duyguların üzerinde tutan Anadolu insanı birlik ve beraberliğin inanılmaz bir örneğini ortaya koyarak bu zorlu süreçten alnının akıyla çıkmayı başarmıştır.
Yüzlerce yıl dünyanın her yerinde masum milletlere el uzatan, zulmü gördüğü yerde mazlumu tutup kaldıran Osmanlı İmparatorluğu için başlayan bu zorlu süreci fırsata çevirmek isteyen emperyalist güçler, 19 Mayıs 1919'da başlayan Millî Mücadele ruhunu karşılarında gördüklerinde anladılar ki "Hasta Adam" diye tanımladıkları Osmanlı İmparatorluğu küllerinden yeni bir Cumhuriyet doğuruyordu.
19 Mayıs 1919 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde başlayan Millî Mücadele yolculuğu Samsun'da ilk adım,
Amasya'da milletin bağımsızlığı, milletin azmi ve kararı oldu.
Erzurum'da Misak-ı Millî,
Sivas'ta Heyet-i Temsiliye olup tüm yurda umut oldu.
Ankara'da İrade-i Millîye,
Sakarya'da Sathı Müdafaa,
Kocatepe'de Kutlu Zafer oldu 19 Mayıs 1919.
Binlerce şehit verdiğimiz bu birkaç yıllık zorlu mücadelemiz zaferle taçlanmış, Türkiye Cumhuriyeti Anadolu Medeniyeti'nin bağrından küllerinden yeniden doğmuştur.
Bu vesileyle Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla ve rahmetle anıyorum. Anadolu'ya ayak bastığımız günden bugüne kadar, ülkemizin ve milletimizin bekası için gözlerini kırpmadan hayatını feda eden tüm şehitlerimize, gazilerimize, kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyor, köklerinde bilgi, odağında beceri, hedefinde gelecek olan tüm gençlerimizin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutluyorum.
"Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır." anlayışıyla Türkiye Yüzyılı'nı geleceğe taşıyacak siz gençlerimiz, köklü geçmiş, güçlü gelecek felsefemizin en değerli cevherisiniz. Hızla değişen, gelişen ve küreselleşen dünyada, insanın yerini tartışan, yetkin ve erdemli nesillerimizin Yolbaşçısı sevgili gençler, 19 Mayıs 1919'da bağımsızlığımızın kırmızı çizgisi olan Mavi Vatan'ın zorlu Karadeniz kıyılarında başlayan Kurtuluş Mücadelemiz, 9 Eylül 1922 yılında yine Mavi Vatanımızın İzmir kıyılarında zaferle sona ermiştir.
Bu zorlu mücadeleyi büyük zaferle sonuçlandırmak için feda edilen yüzlerce gencin emanetini, onlardan teslim aldığımız bayrağımızı her zaman sizlerle birlikte zamanın ruhunu yakalayan bir anlayışla her alanda nice zaferlere taşıyacağımızdan şüphe duymuyorum.
Millî şuur ve vatan sevgisinin cevheri olan göz aydınlığımız gençlerimiz, sizleri Türkiye Yüzyılı'na bedenen ruhen ve fikren hazırlarken sizleri yetkin ve erdemli bireyler olarak görmekten gurur duyuyorum. Eğitim camiamızın ve vatandaşlarımızın ortak istek ve önerileri ile titizlikle hazırladığımız "Eğitimde Maarif Modeli" ile sizlerin değişen, gelişen ve hızla küreselleşen dünyanın her zaman bir adım önünde olmanız için gereken hiç bir fedakârlıktan kaçınmayacağımızı bilmenizi isterim.
Bu duygu ve düşüncelerle tekrar 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nızı kutluyorum.