İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRÜ FAZİLET DURMUŞ'UN 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI MESAJI
Gurur ve zafer gününü tebrik ediyor, şehit ve gazilerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Büyük Zafer'in 102'nci yıldönümüne ulaştığımız bu gurur ve zafer günümüzde, aziz milletimizin ve dünyanın dört bir yanında yüreği bu bayram sevinciyle dolan tüm Türk Dünyası'nın 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı tebrik ediyorum.
30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi, milletimizin asırlardır sürdürdüğü bağımsızlık mücadelesinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Bu çetin mücadeleden yedi düvele karşı alnının akıyla çıkan kahraman Türk Milleti; askeriyle, yaşlısıyla, genciyle her türlü yokluk ve zorluğa rağmen tüm dünyaya istiklal ve istikbaline gölge düşürülmeyeceğini göstermiştir.
Bize bu kutlu zaferi miras bırakan, Anadolu'nun ebediyen Türk yurdu olarak kalacağını tüm dünyaya ilan eden başta Cumhuriyetimizin kurucusu, Büyük Taarruz'un Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını minnetle yâd ediyor, tüm şehitlerimize ve gazilerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Köklerine sımsıkı sarılmayanın dallarında çiçek açmaz.
Sevgili Evlatlarım,
Millî şuur ve vatan sevgisiyle yoğrulmuş siz geleceğin mimarları, kalkınan, gelişen ve büyüyen Türkiye'nin öncü birliklerisiniz. Yakın tarihimizin iz bırakan detaylarındaki ilham ve gurur kaynakları ile şekillendireceğiniz hayalleriniz aziz vatanımızın yol haritası olacaktır. Dolayısıyla Millî tarih bilinci de bu bağlamda çok büyük önem arz etmektedir. "Geçmişini bilmeyen geleceğinden emin olamaz." düsturu ile Türk ve Dünya tarihine hâkim, şairin dediği gibi tarihin tekerrür etmemesi için yeterli bilinç düzeyine erişmiş, köklerinden aldığı güçle dallarında çiçekler açan güzel yavrularım; 30 Ağustos Zafer Bayramı'mızı kutlarken gelin birlikte kısa bir tarih yolculuğuna çıkalım.
26 Ağustos 1071'den 26 Ağustos 1922'ye "Fi-etin kalîletin ğalebet fi-eten kesîraten bi-iznillâh. (Nice az bir ordu sayıca çok bir orduyu Allah'ın izniyle yenmiştir.)" Bakara-249
Talut ve Calutun mücadelesinden Bedir'e, Malazgirt'ten Çanakkale'ye ve Dumlupınar'a kadar tarih bize göstermiştir ki; çokluğuyla övünen tüm emperyal ordular tarihin derinliklerine gömülmeye mahkûm olmuştur. 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nde de vatanımızı dört bir yandan işgal eden dünyanın tüm sömürge zihniyetli orduları, Gazi Mustafa Kemal'in Başkomutanlığında 26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan Büyük Taarruz ile 4 gün süren göğüs göğse çarpışmaların neticesinde Dumlupınar'da hezimete uğratılmış, yine Allah'ın izniyle "Az bir ordu çok bir orduya galip gelmiş", Türk Milleti zaferini ilan etmiştir.
Dünya savaş tarihine geçen bu şanlı zaferle Türk Milleti, şehit kanlarıyla sulanan vatanı üzerinde asla boyunduruk kabul etmeyeceğini göstermiştir. 26 Ağustos 1071 tarihinde kutlu bir cuma sabahı Sultan Alparslan'ın başlattığı Anadolu yolculuğumuz, 26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan Büyük Taarruz ile ebediyen tartışmaya kapatılmıştır. Kahraman Milletimiz, her türlü yokluk ve imkânsızlığa rağmen kazandığı bu zaferle 1071 Malazgirt'te bize yurt kılınan bu toprakların ezeli ve ebedi vatanımız olduğunu bir kez daha ilan etmiştir.
Ordu-millet el ele Büyük Zafer'e
Gazi Mustafa Kemal, Başkomutan sıfatıyla Türk Milleti'ne: "Ey milletim ben sizi yalnız canınızla değil malınızla da savaşa davet ediyorum." diyerek sadece ordunun değil bütün milletin savaşa katılmasını sağlamıştır. Bu çağrı üzerine Anadolu insanı elinde ne varsa her şeyini, canıyla birlikte savaşın kazanılmasına tahsis etmiştir. Böylece milletin tüm gücünün kullanıldığı o ana kadar harp tarihinde bilinmeyen "Topyekûn Savunma Savaşı" bir ilk olarak ortaya konmuş ve uygulanmıştır.
Türk Ordusu'nun kahramanlığı ve Türk Milleti'nin fedakarlığı neticesinde düşman kısa bir sürede hezimete uğratılmış, vatan toprakları tüm imkânsızlıklara rağmen milletimizin canıyla ve malıyla başlattığı mücadele 30 Ağustos Zaferi ile sonuçlanmıştır.
Bu zafer, milletimizin kendisine ömür biçen işgal güçlerinin heveslerini kursaklarında bıraktığı ve Cumhuriyetimizin kuruluşuna giden yolu açtığı gün olarak tarihin sayfalarına altın harflerle yazılmıştır.
Bu düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Kurtuluş Savaşımızın tüm kahramanlarını minnetle yâd ediyor, vatanımız, ezanımız, bayrağımız ve bağımsızlığımız uğrunda can veren aziz şehitlerimize ve gazilerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Zaferimiz kutlu olsun.