Tarih yalnızca belgelerle yaşanmaz. Evet belgeler ve gerçekler vardır ama bir de orada hiç belirtilmeyen acılar, gözyaşları ve akan kanlar vardır. Giden eşler, evlatlar, şehit olan anneler vardır. Anadolu'nun her yerinde olduğu gibi Mersin'de de halkın yazdığı bir destan vardır. Bu kahramanlık destanını yazan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm Mersinlilere selam olsun, mekanları cennet olsun.

Mersin'in kurtuluş destanı aslında tarihe "Mondros Mütarekesi" olarak geçen ateşkes anlaşmasının, 600 yıllık bir imparatorluğun siyasi ve ekonomik egemenliğini sona erdiren maddeleriyle başladı.    Antlaşmanın 7. maddesini (İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde herhangi bir stratejik yeri işgal etme hakkına sahip olacaktır) gerekçe gösteren İtilaf Devletleri imparatorluğun kalbi olan Anadolu başta olmak üzere yurdun dört bir yanını işgale başladılar.  

 17.12.1918  İngilizler Mersin'i işgale başladılar. Bu arada yurdun pek çok yanı  düşman istilası altındaydı.   Gazi Mustafa Kemal'in emriyle Konya'daki 12. Kolordunun Binbaşı Hüseyin Hüsnü Bey başkanlığındaki subay grubu Mersin'de  şubeler açtı. Milli Kuvvetlerin oluşmasını sağladılar, hareket planını hazırladılar. Mersin ve Tarsus'un kıyı ve ova bölgeleri tamamen işgal altında bulunduğundan, batıdan hareket eden Milli Kuvvetler, İçel'in dağlık kesiminden doğuya doğru ilerleyebiliyorlardı.  01 Mart 1920'de Arslanköy işgalden kurtarıldı.  Mersin - Tarsus Cephelerinde yapılan savaşlar, savaş düzeni olarak Mersin - Tarsus bölgesinin  üç bölüme ayrılmasıyla gerçekleşmiştir.  

    Mersin ve Tarsus'un Kurtuluşu Ankara Antlaşması'nın taraflarca imzalanmasından sonra, Fransızlar işgal altında tuttukları şehirleri boşalttılar. Fransızlar'ın Tarsus'u terk ettikleri  27 Aralık 1921 tarihinde, Adana'daki Türk alayının bir taburu ve bir süvari bölüğü Tarsus'a, 3 Ocak 1922'de de Mersin'e girdi, böylece Mersin ve Tarsus'un kurtuluşu sağlanmış oldu. 

"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.

Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır."  

Sevgili Öğrencilerim;

Mersin bizim vatanımız ve bu vatan bize atalarımızın emanetidir. Bağımsızlığımızın nasıl kazanıldığını, bu uğurda ne kadar çok emek harcandığını, gözyaşı döküldüğünü, ne kadar çok şehit verildiğini asla aklınızdan çıkarmamalısınız. Ne diyor Vatan Şairi size;

Bastığın yerleri «toprak! » diyerek geçme, tanı!

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır, atanı,

Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı

Tüm bu duygularla günümüzü en kalbi duygularımla kutluyor, şehitlerimize Yüce Allah'tan rahmet diliyor, şükranlarımı sunuyorum.

          Adem KOCA

       Mersin İl Milli Eğitim Müdürü

         02.01.2020