MERSİN İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

M.E.B Müsteşarı Tekin Müfredatın Güncellenmesinin Neden Gerekli Olduğunu Ayrıntılarıyla Açıkladı

M.E.B Müsteşarı Tekin Müfredatın Güncellenmesinin Neden Gerekli Olduğunu Ayrıntılarıyla Açıkladı

M.E.B Müsteşarı Tekin Müfredatın Güncellenmesinin Neden Gerekli Olduğunu Ayrıntılarıyla Açıkladı

Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin Star Gazetesinde yazdığı yazıda Müfredat Güncellemesi konusunda ayrıntılı açıklamalarda bulundu. Müsteşar Tekin´in yazısının tam metni aşağıdadır.

Müfredatın güncellenmesi neden gerekliydi?

Eğitim süreçlerinin, hem kendi uygulama alanına verili siyasal, toplumsal ve kültürel bağlamın yerelliğini hem de bilimsel ve pedagojik ilkeler ile temel insani değerlerin evrenselliğini bir arada ve uyum içinde yansıtacak bir genişlikte organize edilmesi gerekmektedir.

Eğitim olgusu, insanoğlunun zamansal ve mekânsal gerçeklikle kurduğu/kuracağı ilişkilerin aldığı/alacağı seyrin belirlenme sürecindeki en önemli unsurlardan biridir. Birey, toplum ve devlet hayatındaki yeri ve önemi bakımından yadsınamaz bir gerçeklik olan bu unsurun, ne türden bir felsefi ve ahlaki zemin üzerinde, hangi ilke, kavram ve değerler eşliğinde-öncülüğünde ve nasıl bir gelecek perspektifine dayalı olarak şekillendiği hususu büyük bir önem arz etmektedir.

Bu öneme istinaden, eğitim süreçlerinin, hem kendi uygulama alanına verili siyasal, toplumsal ve kültürel bağlamın yerelliğini hem de bilimsel ve pedagojik ilkeler ile temel insani değerlerin evrenselliğini bir arada ve uyum içinde yansıtacak bir genişlikte organize edilmesi gerekmektedir. Bu türden bir organizasyon ise, tüm eğitim süreçlerinin ana belirleyicisi ve referans çerçevesi olan öğretim programlarının rasyonel bir içerik ekseninde ve doğru eğitim politikaları eşliğinde kurgulanmasını zorunlu kılmaktadır.

Nitekim eğitim alanındaki başarısıyla temayüz etmiş ülkelerde öğretim programları rutin aralıklarla gerçekleştirilen izleme ve değerlendirme raporlarına bağlı olarak sürekli bir şekilde revize edilmekte; bilimsel, toplumsal ve pedagojik gelişmelerle koşut bir biçimde güncellenmektedir. Ülkemiz örneğinde bakıldığında ise, bu türden revizyon ya da güncelleme çalışmalarının geniş zaman aralıkları içerisinde yapıldığı ve belirli bir takvime dayanmadığı görülmektedir. Türkiye’de öğretim programlarının revizyonuna ilişkin son çalışma 2005 yılında gerçekleştirilmiş ve aradan 12 yıllık bir süre geçmiştir. Bu süre, eğitim alanının kendine özgü dinamizmi ve sürekli olarak değişen ve gelişen koşullar açısından ele alındığında, oldukça uzun bir zaman dilimine denk düşmekte ve çağdaş uygulamalarla da çelişmektedir. Oysa içinde bulunduğumuz zamanın ve değişen koşulların bir gereği olarak öğretim programlarının revizyonu/güncellenmesi bir zorunluluk arz etmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı, bu zorunluluğa atfen ve eğitim alanındaki ihtiyaç ve eksikliklerin giderilmesi amacıyla, 2014 yılından itibaren detaylı bir çalışma takvimi oluşturmuş ve öğretim programlarının revizyonuna/güncellenmesine ilişkin yeni bir çalışma başlatmıştır. Geride bıraktığımız hafta içerisinde tamamlanan ve kamuoyuyla paylaşılan bu çalışmalar kapsamında öğretim programlarının bir kısmı yeni bakış açısı ve yeni yaklaşımlar doğrultusunda güncellenmiştir.

Tabii öğretim programlarının güncellenmesine ilişkin bu süreç başlamadan önce öğrenci, veli, akademisyen ve ilgili sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile kapsamlı görüşmeler gerçekleştirilmiş; sorun, öncelik, ihtiyaç ve eksikliklerin tespit edilebilmesi amacıyla çok sayıda nicel ve nitel çalışma yapılmıştır. Yalnızca temel eğitim düzeyindeki örneklemin genişliği bile yapılan bu çalışmaların hacmine ilişkin yeterli ipuçlarını sunmaktadır. Bu alandaki çalışmalara 80.341 öğretmen, 15.608 eğitim yöneticisi ve 50.973 velinin katılımı gerçekleştirilmiş, mümkün olan en geniş örneklem çerçevesi oluşturulmuştur.  

Mevcut öğretim programlarının güçlü ve zayıf yanları, ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, güncel gelişmelere cevap verip vermediği soruları etrafında yürütülen bu çalışmalar neticesinde genel ve ortak kanaatler tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra, farklı ülkelerin öğretim programları, ilgili akademik literatür, konuya ilişkin anayasal ve yasal mevzuat ile üst politika belgeleri (hükümet programları, kalkınma planları, şura kararları) detaylı bir şekilde incelenmiş ve öğretim programlarının hazırlanmasına ilişkin süreç somut olarak başlatılmıştır.

Hazırlanan öğretim programları taslağı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’nca (TTKB) incelendikten sonra 13 Ocak 2017 tarihinde kamuoyunun değerlendirme ve katkısına sunulmuştur. Söz konusu taslak, bir aylık katkı alma sürecinde internet ortamından ve sosyal medya üzerinden milyonlarca kez değerlendirilmiş, doğrudan görüş bildirmeye dayalı olarak yapılandırılmış mufredat.meb.gov.tr adresinden 175 binden fazla görüş iletilmiş ve doğrudan rapor niteliğini haiz olan 8.850 e-posta TTKB’ye ulaşmıştır. Bütün bu eleştiri ve katkılar eşliğinde yeniden değerlendirilen ve son hali verilen öğretim programları taslağı onaylanarak geçtiğimiz hafta içerisinde kamuoyuna sunulmuştur.

Güncelle nasıl yapıldı?

Öğretim programlarının güncellenmesine ilişkin olarak yürütülen çalışmalar dört temel boyut üzerine inşa edilmiştir. Bu boyutlardan birincisini “sadeleştirme”, ikincisini “okuldaki öğrenmelerin günlük hayatta kullanılabilmesini sağlama”, üçüncüsünü “değerler eğitimine müfredat içinde yer verme”, dördüncüsünü ise “analitik düşünme yeteneğini hızlandırma” üst başlığıyla tanımlamak mümkündür.  

Sadeleştirme, seyreltme

Bu çerçevede öğretim programları; fazlalıkların sadeleştirilmesi, yoğunlukların ise seyreltilmesi suretiyle hafifletilmiş, ele alınan sorunsala ilişkin özün öğrenciye tam olarak kazandırılmasını sağlayacak şekilde gözden geçirilmiştir. Öğretim programlarının tüm muhtevası pedagojik bir yöntemle yeniden değerlendirilmiştir. Sınıf seviyelerine göre bilginin verilme biçimi, süreci, öncelik sıralaması ve düzeyi arasında bir güncelleme yapılmış; soyuttan somuta, kavramdan olguya doğru giden bir yöntem benimsenmiştir. Örneğin öğrencinin önce vatan kavramına müdrik olması, sonrasında ise kendisine vatan sevgisinin aşılanması amaçlanmıştır. Yine öğrencinin biyolojik yaşı ve seviyesi bakımından öğrenmesinin mümkün ya da gerekli olmadığı düşünülen konular ilerleyen yıllardaki öğretim süreçlerine bırakılmıştır.

Güncel hayat ile ilişki

            Öğretim programları, okullardaki öğrenme süreçlerinin güncel hayattaki gerçekliklerden kopuk olduğuna dair yaygın eleştirileri giderecek şekilde revize edilmiştir. Öğrenmenin anlamlı olabilmesi için soyut olay, olgu ve kavramların mümkün olduğunca günlük hayatla ilişkilendirilmesine imkân sağlayan, öğrenmenin kalıcı olabilmesi için olabildiğince uygulamaya yönlendiren, öğrenilenlerin önceki bilgilerle ve diğer disiplin alanlarıyla ilişkilendirilmesine hizmet eden, öğrencilerin bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanmalarını teşvik eden kazanımlara ve/veya kazanım açıklamalarına yer verilmiştir. Böylece temel değer, bilgi, beceri, yeterlilik, yetkinlik, tutum ve davranışlar birbirleriyle uyumlu bir bütünlüğe kavuşturulmuştur. 

Kök değerler eğitimi

Değerler ve değer eğitimi konusu, yenilenen öğretim programlarının ana odağını oluşturmuştur. Eski öğretim programlarının bu konuda yetersiz olduğu yönündeki kamuoyu algısına ek olarak, program güncelleme çalışmaları öncesinde gerçekleştirilen nicel araştırmalarda da bu yönde güçlü bir talep oluşmuştur. Bu talebe istinaden, mevcut öğretim programlarını da kapsayan geniş bir literatür taraması yapılmış, disiplin alanlarının her birinde kazanımlarla ilişkilendirilerek öğrencilere aktarılması hedeflenen millî, manevi ve evrensel değerler 10 ana başlık altında toplanmış, bunlara ilişkin tutum ve davranışlar belirlenmiştir. Bu bağlamda, literatürde kök değerler olarak da bilinen “adalet, dostluk, dürüstlük, öz denetim, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk, vatanseverlik, yardımseverlik” gibi değerler açık ve örtük bir biçimde öğretim programları içinde yer almış ve öğrencilerin söz konusu referansları içselleştirmesi hedeflenmiştir. Böylece öğretim programları, milli ve ahlaki değerlere uygun olmayan unsurlardan ayıklanmış; temel değerler arasında ortak bir bağ oluşturulmuştur.

 Analitik düşünme

Öğretim programlarının güncellenmesi sürecine yön veren ana unsurlardan bir diğeri de temel becerilerin ve analitik düşünebilme yeteneğinin öğrencilere kazandırılması ve geliştirilmesi arzusu olmuştur. Teknoloji çağından bilgi çağına doğru geçilmesi ve küreselleşme süreciyle beraber, hemen her alanda yaşanan değişim ve gelişmeler ekseninde, geleceğin üyeleri olan öğrencilere yönelik beklentiler de farklılaşmıştır. Bu da, öğrencilerin temel bilgi ve becerilerinin yanı sıra, bir takım bilişsel, sosyal ve kişisel yeterlilik ve becerilerinin de geliştirilmesini sağlayacak şekilde öğretim programlarının güncellenmesini gerekli kılmıştır. Yenilenen öğretim programlarıyla bu gereklilik karşılanmaya çalışılmış; anadilde iletişim, yabancı dillerde iletişim, matematik yeterliği, bilim ve teknoloji yeterliği, dijital yeterlik, öğrenmeyi öğrenme, inisiyatif alma ve girişimcilik algısı, sosyal ve kamusal yeterlikler, kültürel farkındalık gibi hususlara bütün programlarda yer verilmiştir. 

Bunların yanı sıra, 15 Temmuz Millî Birlik ve Beraberlik Günü, STEM uygulamaları, dijital vatandaşlık gibi günümüz Türkiye’sini ve dünyayı etkileyen konulara da öğretim programlarında değinilmiştir. Ayrıca öğretim programlarının uygulanması sürecinde her türlü farklılığı kapsayıcı ve özeni/hassasiyeti koruyucu olmaya odaklanılmış; öğrencilerin sosyoekonomik, kültürel, bireysel, düşünsel vb. farklılıkları, talep ve beklentileri doğrultusunda etkinlikler hazırlanması ve planlanması öngörülmüştür. Yine bilimin ve bilimsel düşünmenin ortaya çıkış ve gelişme sürecinde farklı kültür ve medeniyet havzalarının katkıları belirginleştirilmeye ve örnekler yoluyla izah edilmeye çalışılmıştır.

Bütün bu sürecin sonucunda, ilkokul ve ortaokul düzeyinde 17, lise düzeyinde 24, imam hatip ortaokulu ve imam hatip lisesi düzeyinde 10 olmak üzere toplam 51 öğretim programı güncellenmiştir. Sınıflar bazında güncellenen öğretim programının sayısı ise 176’dır.  12 yıllık bir aranın ardından yapılan bu güncellemeler vasıtasıyla, eğitim ortamı pedagojik ve bilimsel gerekliliklerin karşılanması bakımından daha yetkin bir içeriğe kavuşmuş, yine daha dinamik ve daha demokratik bir eğitim evreninin oluşturulması yönünde büyük bir mesafe kat edilmiştir.

yusuftekin@yahoo.com

Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü Dumlupınar Mah. GMK Bulvarı 33130 Yenişehir/MERSİN - 0324 329 14 81 / 84

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.